9 Mart 2014 Pazar

KARDEŞİMİN HİKAYESİ



Cumartesi günü biliyorsunuz 8 marttı biz kadınların günüydü
Bende bu hafta annemlerin yanına gidecektim vazgeçtim
Sonra dedim ki uzun süredir kitap okumuyorum 
Bugün dedim sadece kitap okuyayım 

Sonra  nescafemi, biscolata mood'umu ve üzerime örtecegim 
battaniyemi de aldıktan sonra uzandım ve aldım kitabımı elime 
Kitap Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin hikayesi adlı romanıydı 
Romanda ikizide dahil anne ve babasını kazada kaybeden ve rusyada çalıştıgı sırada hastalık gibi bir aşka tutulan ve podimada yaşayan adamın psikolojisini anlatıyor. Kitap öyle bir kurgulanmış ki elimden bırakamadım..gün boyunca zaruri ihtiyaçlarım dışında hiçbir iş yapmadım ama cumartesi gecesi bitirdim.. zafer benim :))

Şöyle bir tesadüf yaşadım romanı okumaya başladığımda daha ilk sayfalarında kadın cinayetiyle başlıyordu ve benim kitabı okumaya başladığım günde kadınlar günüydü ne kadar trajik değil mi???

Kitapta da cinayet ile ilgili aşagıdaki cümleler geçiyor bence çok manidar;
''Bütün insanlar hepimiz bir gün öleceğimizi biliriz ama biri tarafından öldürüleceğimiz hiç aklımıza gelmez''... dimi hep başkalarının başına gelecek sanırız...
''insanlık tarihi boyunca milyalarca kişi normal denilen şekilde yaşlanıp ölmemiş, öldürülmüş..''

Bu arada internetten yalıköy podimanın fotoğraflarına bakın İstanbul un Arnavutköy ilçesindeymiş çok şirin ve sakin bir yere benziyor.
Ben kitabı çok begendim dediğim gibi bir çırpıda bitti her sayfasında düşündürüyor..yalnız kıza kardeşini anlatırken hep uykusu geliyordu kızın hep bölünüyordu yaa oralara biraz gıcık oldum :))biraz da eleştireyim dimi;) 
Geçenlerde Twitterda bir söz çok hoşuma gitmişti onu da eklemek istiyorum;
''Ne kadar çok kitapla tanışırsan, birlikte zevk aldığın kişilerin sayısı o kadar azalacaktır. ''
L. A. Feuerbach
Ne kadar da doğru söylemiş değil mi?? O zaman herkese bol okumalı günler diliyorum...Hoşçakalın..:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder